70 Yıldır Kapanmayan Yara – Seyitlerimizın Mezarları Nerede?

14 Kasım 2008

Bundan tam 71 yıl önce 14/15 Kasım1937 de, Elazığ Buğday Meydanı’nda Sey Rıza, Usenê Seydi, Fındıq Ağa, Hesen Ağa, Resık Usen, Ali Ağa, Hesenê İvraimê Qız idam edilmişti. Bir Pazar günü Ankara’dan özel görevli gönderilen İhsan Sabri Çağlayangil tarafından yeni bir savcı atanarak ve yasadışı bir şekilde pazar günü mahkeme açılarak, ısmarlama idam kararı alınmış ve bir kaç saat sonra da infaz gerçekleştirilmişti. İdam edildiğinde Seyit Rıza 75 yaşın üzerindeydi ve yine hileli mahkeme kararı ile yaşı küçültülerek idam edilmişti.

 

İdam kararları önceden verilmişti. Zira „tek millet, tek mezhep“ yaratma zihniyeti Dersim’de „Dersim Kanunlarını“ işletiyordu. İdam edilenler Dersim’in ileri gelenleriydi, suçsuzdular. İdamlar ile Dersim sindirilmek istenmiştir, 38 deki kanlı kesitin hazırlıkları yapılmıştır.

Elazığ Valiligine başvuru

Dersim Seyitleri’nin mezarlarının yerinin bulunması, emanetlerin yakınlarına teslim edilmesi istemi ile 30.10.2006 tarihinde Seyit Rıza’nın kızı Leyla Ağlar ve torunu Rüstem Polat’ın avukatları Hüseyin Aygün aracılığı ile açtıkları davanın sonucu Elazığ İdare Mahkemesi tarafından 27.08.2008 tarihinde açıklandı.

Mahkeme özetle “davalı idarenin kayıtlarında bilgi bulunmadığı, defin ve mezarlıklar konusunda yetkili belediye başkanlığı kayıtlarında da belge-bilgi olmadığı ve her türlü araştırma yapıldığı halde belge elde edilememesi ve mevcut olmayan bir belge ve bilginin de verilemeyeceği” gerekçeleriyle davayı kabul etmemiştir.

Mahkeme kararı umut kırıcıdır. “Bu sonucu bekliyorduk” demek istemezdik, ancak bir kez daha haklı çıkmanın üzüntüsü içindeyiz. Dersim söz konusu olduğunda, bugün, tıpkı 1937-38’deki gibi farklı bir hukuk ve “yargı” anlayışı hakimdir. Bu karar ile 1937/38 tarihinde yapılan kıyımlar ve tarihi haksızlıkların giderilmesi için bir fırsat heba edilmiştir. Dersim’e yapılan haksızlıklar, bir kere daha tarihin küflü sayfalarında unutulmaya terk edilmiştir. Bu dava ile bir kez daha görülmüştür ki; devlet, Dersim’e karşı inkarcılık ve kıyımcılık politikasına aynen devam ediyor.

Bu dava yanlızca idam edilen Dersim Seyitleri’nin akrabalarının davası değildir, bu dava bizim de davamızdır, bu dava Dersim’in davasıdır. Bu davanın takipçisi olacağız, hukuki mücadeleyi sonuna kadar yürütülmesine her türlü desteğimizi sunacağız.

Dersimlilerin başlattığı “70 yıldır kapanmayan yara / Seitlerimizin mezarları nerede?” imza kampanyası devam ettirmektedir. Topladığımız imzalar ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayip Erdoğan ve TBMM’ye giderek Seyitlerimiz’in mezarlarının kutsal Dersim topraklarına taşınmasını, emanetlerinin aile yakınlarına teslim edilmesini talep edeceğiz. Mezar yerlerinin açıklanması Elazığ’daki 3 yargıçtan öte devleti yönetenlerin sorumluluğundadır. Hükümete çağrımız mezar yerlerinin bir an evvel kamuoyuna açıklanmasıdır. Ankara sağır olursa, Ankara kör olursa, Ankara inkarcı olursa biz de sesimizi Berlin’e, Paris’e, Londra’ya, Viyana’ya ve nihayetinde Brüksel’e Avrupa Parlamentosu’na, Strasbourg’a, AİHM’e taşıyacağız.

Mezarlar nerede?

Türk devleti kendi tarihi ile yüzleşmekten korkmamalıdır. Bu karanlık ve kanlı kesitin aydınlatılması için Genel Kurmay’ın arşivi mutlaka açılmalıdır. Dersim Seyitlerinin mezarlarının yeri açıklanmalıdır. Mezarlar, Kutsal Dersim toprağına, taşınarak Dersim Seyitleri de huzura kavuşacaklardır. 70 yıldır kanayan bu yara daha ne kadar vijdanları sızlatmaya devam edecek?

14 Kasım 2008
Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FDG)
Tunceli Dernekleri Federasyonu (TUDEF)

70 yıl sonra, Dersim Seyitlerinin idam edildikleri Buğday Meydanında yapılan ilk anma.