Dersim’in Çığlığını Duyun, Siyaseten İstismar Etmeyin!
01 Mart 2011
24 Şubat 2011 tarihinde bir gazetecinin sorusu üzerine CHP Genel Başkanı sayın Kılıçtaroğlu; Başbakan’a bir çağrıda bulunarak Dersim Arşivlerinin açılmasını istedi. Başbakan Erdoğan bu konuda herhangi bir açıklamada bulunmadı ancak AK Parti adına bir açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise “Gerek Genelkurmay arşivindeki belgelerin gerekse Başbakanlık arşivindeki belgelerin incelenmesi sonucunda esas zora düşecek olan, esas foyaları ortaya çıkacak olan CHP’dir” devamında „AK Parti o zaman yoktu“ dedi.
Türkiye Cumhuriyetini yöneten ve yönetmeye talip kimselerdeki bu tarihi sorumluluktan uzak açıklamaları üzülerek takip ediyoruz. Sayın Başbakanın tabiri ile „50 bin mahsum insan ketledildi.“ İkinci Dünya Şavaşının gölgesinde Anadolu’da yaşanan bu büyük insanlık trajedisi karşısında Kılıçtaroğlu „ben o tarihte doğmamıştım“ derken iktidar partisi ise „biz o tarihte kurulmamıştık“ demektedir. Sayın Kılıçtaroğlu’nun o tarihte doğmamış olması, AK Parti’nin o tarihte kurulmamış olması Dersim 38 Tertelesinde onbinlerce mahsum insanın uçaklarla bombalanarak, gazlarla zehirlenerek, süngülenerek yada kurşuna dizilerek katledilmeleri karşısındaki sorumluluklarını ortadan kaldırabilir mi?
Sayın Erdoğan, devlette süreklilik vardır, Dersim Tertelesinde Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, Başbakan ise İsmet İnönü ve Celal Bayar’dı, bugün devletin yöneticileri ise sayın Cumhurbaşkanı Gül ve sizsiniz. Devletin yaptığı haksızlıkların giderilmesi görevi bugün sizin sorumluluğunuzdadır. Biz 1937-38’de katledilenlerin çocukları, torunları, akranları olarak sayın Erdoğan’ın samimiyetine inanmak istiyor ve somut adımlar atmasını bekliyoruz. Sayın Başbakan Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu olarak daha size defalarca çağrıda bulunduk taleplerimizi bir dosya olarak size sunduk ancak bu güne kadar miting meydanlarında söylediğiniz sözlerden ileri hiç bir adım atmadınız.
Sayın Kılıçdaroğlu arşivlerin açılmasını istemeniz olumlu bir gelişmedir bu talebinizin ve Dersim hakikatlerinin açığa çıkarılmasının takipçisi olmanızı bekliyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu devletin arşivleri hala gizli ancak gerçekleri küflü raflarda aramayın bunun için Nazimiye’ye bir seyehat yapmanız ve canlı tanıklarla görüşmenizi öneririz. Federasyonumuzca yürütülen „Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi“ çerçevesinde yapılan söyleşilerde sizin 40 akrabalarınızın Düzgün Baba eteklerinde nasıl süngülenerek öldürüldüklerini anlatan tanık anlatımları arşivlerimizde mevcut, arzu ederseniz size iletebiliriz.
CHP ve BDP’den bazı milletvekillerinin verdiği soru önergeleri yeterli değildir, bizim başta CHP olmak üzere AK Parti ve BDP’den beklentimiz Dersim 1937-38 de yaşanan vahşetin bütün boyutları ile açığa çıkarılması için TBMM’de Dersim Hakikatleri Araştırma Komisyon’nun kurulması teklifini vermeleridir.
Dersim Halkının Çığlığını duyun, tarihiniz ile yüzleşin:
- Dersim halkı 73 yıldır devletten bir özür bekliyor. 4 Mayıs’ı resmen Dersim’in acılarını paylaşma günü ilan edin. Tarihle yüzleşmek devletleri ve toplumları küçük düşürmez, aksine saygınlık kazandırır. Türkiye ancak kendi tarihi ile yüzleşerek medeni ülkeler arasındaki yerini alabilir.
- 15 Kasım 1937 tarihinde Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edilen Dersim’in önderlerinden Seyid Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerini aradan geçen 73 yıl sonra açıklayın.
- 1938 tarihinde evlatlık verilen, çocuk esirgeme yurtlarına verilen ya da dönemin yetkililerince kendi üzerlerine kaydedilen Dersimli yetim çocukların tam listesini açıklayın. Aradan 72 yıl geçmesine rağmen, yüzlerce insanımız kendi akrabalarını aramaktadırlar, hayatlarının son dönemini yaşayan bu mağdurların acılarını dindirin.
- Dersim’i yok etmenin bir parçası olarak planlanan Munzur, Harçik ve Peri Vadileri’ndeki baraj inşaatlarını durdurun, Dersim halkının çığlığına kulak verin.
- ‘Dersim 1937-38 Katliamını Araştırma ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ kurun.
- Dersim’de yapılan katliamın planlayıcısı ve uygulayıcısı hiç kuşku yok ki CHP’dir. CHP katliamdaki rolünü kabul etmeli ve Dersim halkından resmen özür dilemelidir, Onur Öymen gibi kafatasçıları partiden ihraç etmelidir. Parti ve devlet politikaları ile cesurca yüzleşmelidir.
1 Mart 2011
FDG Genel Başkanı
Yaşar Kaya